Bu yazı Romatolog Dr. Selda Öktem tarafından kaleme alınmıştır. Anlaşılır ve sade olmasına özen gösterilmiştir.
Tekrarlayan polikondrit (TP), kıkırdak ve bağ dokusunda inflamasyon ve yıkıma neden olan ve ataklar halinde seyir gösteren, nadir görülen bir hastalıktır.
Her iki cinsiyette ve tüm ırklarda eşit sıklıkta görülür. Genellikle 20-60 yaş aralığında ortaya çıkar.
TP hem diğer otoimmün romatolojik hastalıklarla hem de hematolojik (kan hastalıkları) hastalıklar ile birlikte görülebilir.
Tekrarlayan polikondrit farklı şekillerde başlayabilir. Bazen atak başlamadan ateşli bir dönem görülebilir. Bazı hastalarda nüksler hep aynı bölgede olabilirken, bazı hastalarda değişkenlik gösterebilir. Çoğunlukla birkaç ayda bir tekrarlar.
Kıkırdak damar içermediği için normal şartlarda antijenleri dolaşımda bulunmaz ve bunlara karşı tolerans sistemi yoktur. Herhangi bir nedenle kıkırdağın yapısal bütünlüğü bozulursa proteoglikan, kollajen, elastin ve kıkırdak antijenleri açığa çıkar ve dolaşıma geçer. Vücutta buna karşı hem hücresel hem de sıvısal immünite geliştirir. Bu anijenlerle yapısal benzerlik taşıyan tüm dokulara karşı reaksiyon gelişir. Özellikle kollajenin bulunduğu tüm dokularda uzak da olsalar inflamasyon oluşabilmektedir. Bu nedenle çok değişik ve farklı organlarda yakınmalara yol açabilir.
Kulak burun ve boğaz bulguları
Hastaların çoğunda kondrit kulakta başlar. Kulak sayvanında (kulak kepçesi) kızarıklık, şişme ve ağrı olarak kendini gösterir. Buna karşın kulak memelerinde bir sorun olmaz. Birkaç gün ile birkaç hasta arasında değişen sürelerde devam edebilir. Bu durum sık sık tekrarlarsa zamanla kulak kepçesinin yapısı bozulur, yumuşar ve sarkar.
Daha az olarak iç kulak, östaki borusu veya o bölge damarlarındaki tutulma işitme kaybı ve vertigoya neden olabilir.
Burun kökünde şişme ve ağrı ve bunun tekrarlayıcı olması “semer burun” deformitesine neden olabilir.
Solunum sistemi bulguları
Yutak, nefes borusu ve bronşlarda görülen kıkırdak inflamasyonu hafif boğaz ağrısı, seste çatallaşma ve kuru öksürüğe neden olabilirken, daha şiddetli olgularda nefeste daralma, boğulma hissine neden olmaktadır. Bazen hastalar yanlışlıkla astım tanısı alabilmektedir. Üzerine enfeksiyon eklenmesi daha büyük sorunlara yol açabilmektedir.
Kas ve iskelet sistemi bulguları
Hastaların büyük çoğunluğunda eklemlerde gezici, kısa süreli, bir veya birkaç eklemde bir anda şişlik ve ağrı görülmektedir. El ve ayak bileklerde ve parmak eklemlerinde daha sıktır. Birkaç gün veya hafta içinde tamamen düzelir. Bir zaman sonra yeniden görülür. Tekrarlayıcı ataklar eklem hasarına neden olabilir.
Kostakondral bileşkelerdeki inflamasyon göğüs ağrısına neden olabilir ve kalp krizi sanılabilir.
Kalp damar sistemi bulguları
Nadir olarak görülür. Aort kökünde inflamasyon kapak yetersizliğine ve aort anevrizmasına neden olabilir. Daha küçük ve orta çaplı damarlarda vaskülite ve farklı klinik belirtilere yol açabilir.
Diğer bulgular
Gözde kızarma, ağrı ve görme sorunlarına yol açabilir. Bu yakınmalar da ara ara tekrarlar ve düzelir. Gözde kuruluk ve görme alanında daralma da görülebilir. İdrarda protein kaçağına ve kanamaya yol açabilir. Nadiren böbrek yetersizliği gelişebilir. Akut dönemde görülebilir ve vaskülite bağlıdır. Beyin ve çevresel sistemi etkileyebilir. Vaskülite bağlı olarak çok farklı deri bulgularına neden olabilir.
Spesifik bir laboratuar bulgusu yoktur. Bazen eşlik eden hematolojik veya romatolojik hastalıklara ait serolojik bulgular pozitif olabilir. Akut inflamasyonu gösteren belirteçler akut aşamada yüksek saptanabilir.
Birçok yerde ortaya çıkan kıkırdak inflamasyonu TP akla getirmelidir. Ama başlangıçta sınırlı bir tutulum varsa ayırıcı tanıda başka hastalıkları düşünmek gerekir.
Tedavi tutulan organa, şiddete ve sıklığa göre değişir. Basit nonsteroid ilaçlar, steroid ve immunsupresifler kullanılabilmektedir. Akut dönemde yüksek doz kullanılan ilaçlar hastalık kontrol altına alındıktan sonra minimum doza indirilir.