Romatizma Yaşlılık Hastalığı Değildir

Toplumda romatizmanın yaşlılıkta görüldüğü ve eklem ağrılarına neden olan bir hastalık olduğu kanaati yaygındır. Ancak durum hiç de zannedildiği gibi değildir.

Romatolojik hastalıklar her yaş grubunda hatta çocuklukta da ortaya çıkar. Bu nedenle “Çocuk Romatoloji Uzmanları” vardır. İltihaplı romatizmaların çoğu neredeyse 40 yaşından önce başlangıç gösterir. Bağ dokusu hastalığı grubundaki romatizmalar özellikle doğurganlık yaş grubundaki kadınlarda daha sıktır. Bazı romatizma tipleri kadınlarda bazıları erkeklerde sık görülmektedir.
İlerleyen yaşlarda başlayan eklem sorunlarının çoğu ise kıkırdak yaşlanmasıyla ilişkilidir yani çoğu kireçlenmedir. Geç başlangıç gösteren iltihaplı romatizmalar da vardır ve bunların birbirinden iyi ayırt edilmesi gerekir çünkü tedavileri çok farklıdır.

İltihaplı eklem romatizması denilince tek tip bir hastalık gibi düşünülmemelidir. Romatizmal hastalıkları gruplara ayırmaktayız. Kimi romatizmal hastalıklar çevresel eklemler dediğimiz el, ayak, dirsek, diz gibi eklemleri tutarken, kimisi kalça ve omuzu daha çok etkiler. Bazı romatizmalar bel-sırt ağrısı ve tutukluğa yol açmaktadır. Eğer eklemler romatizmadan etkilenmişse o eklemde ağrı, şişlik ve tutukluk görülmektedir. Bazen kızarma ve ısınma şeklinde bulgular da görülebilir.

Romatizmal hastalıklarda sadece kas-iskelet sistemi etkilenmeyebilir. Yani eklem ve kas dışındaki diğer vücut sistemlerinin de etkilendiği romatizma tipleri mevcuttur. Deri, göz, iç organlarımız (kalp, böbrek, akciğerler vb.) romatolojik hastalığımızın tipine göre risk altındadır. Vaskülit (damar romatizması) denilen grupta çoğu zaman kas ve eklem ağrısı bile görülmeyebilir. Bu nedenle hastalar çoğunlukla başka uzmanlık alanlarına başvururlar…

Kimi romatizma tipleri direkt olarak genetik geçişlidir kimisinde ise genetik yapı sadece yatkınlığa yol açar. Romatizma esasen bağışıklık sistemi hücrelerimizin kendi vücuduyla savaş halinde olması durumudur. Bu savaş genetik bir yatkınlığı olan kişide, başlatıcı çevresel koşulların varlığında yavaş yavaş veya bazen aniden başlar.

Güneş ışınları, maruz kaldığımız toksinler, bakteriler, virüsler, travma, yanlış beslenme vb. dış faktörler bağışıklık sistemimizi olumsuz yönde etkiler ve kendi dokularını hedef haline getirebilir. Yani bu süreçlerin yaşlılıkla ilişkisi yoktur.

Tedavi tamamen bağışıklık sisteminin kendi dokularına başlattığı bu saldırıyı bastırmak ilkesi üzerine kuruludur. Bu amaçla uzun yıllardır kullanılan kortizon dahil birçok ilaç mevcuttur. Son yıllarda geliştirilen bazı ilaçlar bu baskıyı daha özel bir şekilde kurmaktadır ancak her ilacın yan etki potansiyeli olduğu unutulmamalıdır.

Tek tedavi yöntemi ilaç değildir. Spor, egzersiz, beslenme tarzı gibi birçok konuda özel bir yaklaşım şarttır. İlk ve en önemli amaç tedavi ederken zarar vermemektir. Tedavi kişiye özel olmalıdır. Bireyin yaşı, cinsiyeti, iş durumu, aktivitesi, ek hastalıkları vb. birçok faktör tedavi prensiplerimizi belirlemektedir.

Romatizma hastası olmak yaşlanmak anlamına gelmez ama tedavi ile romatizmalı olarak yaşlanmanız engellenebilir.

Paylaşın:

Share on whatsapp
Share on email
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin

“Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.”
Romatolog Dr. Selda Öktem