Psoriatik Artrit – Sedef Romatizması

Bu yazı Romatolog Dr. Selda Öktem tarafından kaleme alınmıştır. Herkesin anlayabilmesi amacıyla basitleştirilmiş ve sadeleştirilmiştir.

Psoriatik Artrit – Sedef Romatizması  psöriazis  (sedef)  adı  verilen  bir  cilt  hastalığı  bulunanların  yaklaşık %15-20’sinde görülen, eklem iltihabına verilen addır. Psöriatik artrit, tuttuğu eklemde hasara neden olur.

Psöriatik Artrit Nedir?
Psöriazis,  halk  arasında  sedef  hastalığı  olarak  da  bilinen;  deride  kızarıklık  ve  soyulma, beyaz  pullanmalarla  seyreden  döküntülü  bir  cilt  hastalığıdır.  Sedef  hastalığı,  vücudun bağışıklık  sistemi  tarafından  deriyi  hedef  alarak  saldırmasından  kaynaklanır.  Bazı sedef  hastalarında  bağışıklık  sistemi,  derinin  yansıra  eklemlere  de  saldırarak  eklemde iltihap  gelişmesine  neden  olur.  Sedef  gibi,  psöriatik  artrit  semptomları  da  alevlenme ve  yatışmalarla  seyreder.  Hastalık  bulguları  kişiden  kişiye  değişir;  hatta  aynı  kişide  bile zamanla tuttuğu eklem bölgeleri değişebilir.

Bu hastalığın beş tipi vardır:

  • Öncelikle el ve ayak parmaklarındaki küçük eklemleri tutan artrit
  • Kol ve bacaklardaki eklemleri tutan asimetrik artrit
  • Romatoid  artrite  (iltihaplı  romatizmaya)  benzeyen  simetrik  poliartrit  (çok sayıda eklemi tutan artrit)
  • Nadir fakat ekleme son derece zarar veren ve şeklini bozan bir tip olan artritis mutilans
  • Sakroiliak  (omurgayla  kalça  kemiğini  birbirine  bağlayan  eklem)  eklemin  ve omurganın artriti (psöriyatik spondilit)

Psöriatik Artrite Ne Sebep Olur?
Tam  nedeni  bilinmemektedir,  fakat  bağışıklık,  genetik  ve  çevresel  faktörlerin  birlikte etki  ettiklerinden  şüphe  edilmektedir.  Psöriyatik  artritli  hastaların  %40’a  varan  bir bölümünün ailelerinde psöriyazis ya da artrit öyküsü vardır. Yaygın  cilt  döküntüsü  bulunan  sedef  hastalarına,  etrafındaki  kişiler  bazen  sanki bulaşacakmış  gibi  dokunmaktan  kaçınırlar.  Sedef  hastalığı  bulaşıcı  değildir.  Bu  nedenle lütfen bu kişilere dokunmaktan çekinmeyiniz.

Psöriatik Artrit Kimlerde Gelişir?
Psöriatik  artrit,  genellikle  30  ila  50  yaşları  arasındaki  kişilerde  görülür,  ancak  çocukluk çağında  da  başlayabilir.  Erkekler  ve  kadınlar  eşit  risk  altındadır.  Sedef  hastalığı  olan insanların yaklaşık yüzde 15-20’sinde psöriatik artrit gelişir. Genellikle önce cilt bulguları çıkıp,  ardından yıllar sonra artrit gelişir. Az oranda her iki yakınma aynı anda başlarken, nadiren artrit  daha erken ortaya çıkıp cilt bulguları sonradan eklenebilir.

Psöriatik Artrit Nasıl Teşhis Edilir?
Eklem hasarını aramak için genellikle direkt röntgen filmleri alınır. Ekleme ve omurgalara daha detaylı bakmak için manyetik rezonans görüntüleme (MRI), ultrason veya tomografi taramaları yapılabilir.

Kan testleri; gut, osteoartrit ve romatoid artrit gibi benzer belirti ve bulgularla seyreden diğer  eklem  hastalıklarını  ayırt  etmek  için  yapılabilir.  Psöriatik  artritli  hastaların,  kan testlerinde inflamasyon ve hafif anemi çıkarabilir. Bazen deri biyopsisi sedefi doğrulamak için gerekebilir.

Psöriatik Artrit Nasıl Tedavi Edilir?
Psöritaik artritin tedavisi, hastadan hastaya ve tutulan eklem bölgesine göre değişir.

Eklemde ağrı ve inflamasyonu gidermek için steroid olmayan inflamasyon gideren ilaçlar(NSAİİ-naprosyn, diklofenak, indometazin gibi), mide korunarak tok olarak alınabilir. Tek eklem  tutulumunda,  eklem  içine  kortikosteroid  enjeksiyonu  yapılabilir.  Ancak  ağızdan(sistemik) kortikosteroid tedavisi, psöriatik artritte kullanılmaz; cilt döküntülerini arttırır.

Hastalığı  uzun  süreli  kontrol  altına  almak  ve  eklemde  hasar  gelişmesini  önlemek için;  hastalık  seyrini  değiştiren  romatizma  ilaçları  kullanılır.  Bunlar  metotreksat, leflunomid,  sulfasalazin,  siklosporin’dir.  Bazen  bu  ilaçlar,  birbiriyle  kombine  edilerek kullanılabilir.  Sıtma  ilacı  hidroksiklorokin  (Plaquenil)  tedavide  yardımcı  olabilir,  ancak sedef  alevlenmesine neden  olacağından,  genellikle  kaçınılır. Azatioprin,  şiddetli  psöriatik artrit  formlarında  tek  veya  diğer  tedavilerle  kombine  edilebilir.  Yukarıda  belirtilen ilaçlara  dirençli  hastalarda,  anti-tümör  nekroze  edici  faktör  (anti-TNF)  adlı  biyolojik ilaçlar-adalimumab  (Humira),  etanercept  (Enbrel),  infliksimab  (Remicade),  golimumab(Simponi) tek başına veya metotreksatla beraber kullanılabilir.

Ciddi  hasar  görmüş  eklemlere;  diz  ve  kalça  eklemine  protez  ameliyatları  gibi  onarıcı cerrahi tedaviler yapılabilir.

Paylaşın:

Share on whatsapp
Share on email
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin

“Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.”
Romatolog Dr. Selda Öktem