Bu yazı Romatolog Dr. Selda Öktem tarafından kaleme alınmıştır. Herkesin anlayabilmesi amacıyla basitleştirilmiş ve sadeleştirilmiştir.
Poliarteritis nodosa orta ve küçük çaplı atardamarların yangısal bir hastalığıdır. Aslında birçok sistemi etkileyebilme potansiyeli vardır ama en çok deri, sinirler, çizgili kaslar, böbrekler, bağırsaklar ve eklemler etkilenir.
Poliarteritis nodosa sık görülen bir hastalık değildir. Hastalık tüm ırklarda görülebilir, erkeklerde kadınlara göre 2 kat sık görülür. En sık görüldüğü yaş grubu 40-60 yaştır.
PAN’ın bir alt grubunda, kronik Hepatit B enfeksiyonunun olayı başlattığı düşünülmektedir.
Damarlardaki yangısal olay nedeniyle damar duvarı zayıflar ve anevrizmalar oluşabilir. Vücut bu yangıyı tedavi etmeye çalışırken bazen de damarda tıkanıklık oluşabilir.
Ateş, kilo kaybı, iştahsızlık gibi genel belirtiler tüm vaskülit hastalarında olduğu gibi PAN’da da görülmektedir. Deri lezyonları sıktır (deri döküntüleri, renk değişiklikleri, raynaud fenomeni gibi).
Hastaların %50’sinde eklem tutuluşu görülür. Ama eklemde hasara neden olmaz. Çevresel sinirleri besleyen damarlardaki vaskülit nedeniyle, o sinirin beslediği alanda duyu kusuru ve güçsüzlük gelişir. PAN vakalarında sıklıkla rastlanır.
Böbreklerin etkilenmesi sonucu şiddetli hipertansiyon ve böbrek yetmezliği gelişebilir. Bazen böbrek damarlarındaki anevrizmalar nedeniyle kanamalar olabilir.
Yaygın karın ağrısı ve bazen makattan kanamalar bağırsakları besleyen damarlarda vaskülit gelişmesindendir.
Tanıda biyopsi ve anjiyografi çok faydalıdır. Spesifik bir laboratuar gösterge yoktur.
Çoğu vaskülitte olduğu gibi tedavide ilk seçenek kortizondur. Hepatit B ve hepatit C ile birlikte olan Poliarteritis nodosada tedaviye antiviraller de eklenmelidir. Hastalığın şiddetine ve yaygınlığına göre immunsupresifler kullanılır.