İltihaplı Romatizma Tanı ve Tedavisi

Bu yazı Romatolog Dr. Selda Öktem tarafından kaleme alınmıştır. Anlaşılır olabilmesi için sadeleştirilmiştir. 

Öncelikle iltihaplı romatizma dendiğinde, bunun tek bir hastalık olmadığını söylemek gerekir. Çok sayıda hastalık romatizma kapsamına girer. Bunların çok büyük çoğunluğu iltihaplıdır. İltihaplı olanların da çok büyük bir kısmı genetik alt yapı ve çevresel faktörler nedeniyle ortaya çıkan romatizmalardır. Toplumda iltihaplı romatizma dendiğinde ilk akla gelen hastalıklar bu büyük grup içinde yer alır…

İltihaplı romatizmaların bir kısmı bakteri, parazit ve virüs gibi mikrobik ajanlarla yani enfeksiyonlarla birlikte tetiklenen ve alevlenen hastalıklardır. Bunların bir kısmı geçicidir ve tek atak tedavisiyle iyileşir. Bir kısmı da kronikleşir ve mikroplar vücuttan atılmış bile olsa romatizma devam eder. Sürekli ilaç kullanımı gerektirir.

İltihabın çok silik olduğu hatta olmadığı, standart ölçümlerde testlerin normal çıktığı romatizmal hastalıklar da vardır. Bunlar arasında en bilinenleri fibromiyalji sendromu, kireçlenme (osteoartroz) ve kemik erimesidir. Aynı zamanda bu hastalıkların tedavisinde başka uzmanlık alanları da tedaviye katkıda bulunmaktadır.

Yakınmalarla gelen bir hastada romatizma tanısına ulaşmak sanıldığı kadar kolay değildir. Şikayetleri dinledikten sonra uzun uzun diğer organ veya sistemlerin sorgulanması gerekir. Bu ilk anamnez aşaması büyük oranda fikir vericidir. Hekim aldığı cevaplara göre belirli bir grup hastalıktan şüphe duyar ve sorgulamalarını derinleştirir.

Sonraki aşamada muayene gelir ve çok önemlidir. Mutlaka hastaya dokunmak ve iyi bir sistemik muayene yapmak gerekir. Çünkü romatizmal hastalıklar sadece kas iskelet sistemine sınırlı hastalıklar değildir. Vücudumuzdaki birçok doku ve organ etkilenebildiği için tepeden tırnağa tüm dokular (saçlar, tırnaklar, deri vb.) ve organlar gözlemlenir. Sistemik muayene tansiyon ölçmekle başlar. Ardından nabızlar mutlaka kontrol edilir. Kol ve bacaklar gözlenir ve elle kontrol edilir. Kalp ve akciğer muayenesi yapıldıktan sonra sıra kas iskelet sistemine gelir. Hastanın sadece sorunlu bölgeleri değil, tüm eklemleri ve kas grupları gözden geçirilmelidir. Bazen hastaların önemsemediği veya farkında olmadığı bulgular hekimin dikkatini çeker.

Ardından test aşamasına gelinir. Hem kan testleri hem görüntüleme testleri duruma göre seçerek istenir. Hekim şüphelendiği hastalıkları araştırmak için gerekli testleri ister. Bazen EMG gibi veya damar anjiyosu gibi daha özellikli testlere de ihtiyaç duyulabilir. Kan sonuçlarını yorumlamak tıbbın diğer uzmanlık alanlarına göre daha bir uzmanlık gerektirir. Çünkü romatolojik testler yorumlanır. Hastanın yakınmaları ve muayene bulgularına göre yorum gerektirir. Dolayısıyla testin yüksek veya normal çıkmasının bile bir değeri ve anlamı vardır. Bu da romatoloji konusunda spesifik uzmanlık gerektirir.

Romatolojik hastalıklar başlarken birbirine çok benzer. Başlangıçta birçok hastalıkta bulgular ve yakınmalar ortaktır. Hastalıkları ve gidişatlarını ayırt ettiren bazı nüanslar zamanla ortaya çıkabilir. Bu da başlangıçta ayırım yapmayı zorlaştırır. Yeni yakınmalar veya organ tutulumları ortaya çıktıkça, hastalık daha spesifik isimler almaya başlar. Bu nedenle yeni başlangıçlı romatolojik hastalıklarda özel isim kullanmak yerine grup ismi vermeyi tercih etmek daha doğru olur. Bazen 2-3 yıl içinde bazen 10-15 yıl içinde farklılaşır ve netleşir. Ancak bu tedavide negatif bir durum yaratmaz.

Çoğu hastalıkta hemen hemen aynı veya benzer ilaçlar kullanılmaktadır. Ama spesifik organ hasarları gelişirse daha özellikli ilaçlara geçilir. Bu ilaçlar arasında en bilineni kortizondur. Farklı tip romatizmalarda değişen oranlarda kullanılır. Başlangıçtaki doz zamanla azaltılır ve minimum doza inilir hatta bir süre sonra tamamen bırakılır. Çoğu romatizmada kortizonla beraber immunsupresif (bağışıklık baskılayıcı) ilaçlar kullanılır. Kortizon kesildikten sonra bu ilaçlara devam edilir. Özellikle iç organları ilgilendiren romatizmalarda daha güçlü ilaçlar kullanılmaktadır. Farklı organ tutulumlarına göre değişik tedavi rejimleri uygulanır. Hastalık kontrol altına alındıktan sonra minimum idame doza geçilir.

Son yıllarda romatizma tedavisi için çok spesifik ve biyolojik ajanlar olarak isimlendirilen ilaçlar geliştirilmiştir. Standart tedavilere yanıt vermeyen şiddetli hastalık durumunda bu ilaçlar işe yaramaktadır. Ancak bu ilaçları da uzun süreli kullanmanın birtakım handikapları vardır.

Eklemlerde deformasyon oluşmuş ise mutlaka fizik tedavi ve egzersiz tedavisi yapılmalıdır. Ancak asla sıcak uygulamalar yapılmaz. Buz tedavisi tercih edilmelidir. Uzun süre şiş kalmış eklemlerde tendonlar sertleşir ve eklem hareketleri kısıtlanabilir. Bu durumda germe ve açma egzersizleri mutlaka yapılmalıdır.

Sıcak su ve kaplıca tedavileri iltihaplı romatizmanın aktif döneminde kesinlikle tavsiye edilmez. Ancak hastalığın inaktif olduğu durumlarda ve 40 dereceyi geçmeyen ısılarda kaplıca havuzlarına girilebilir. Bunun için yine de önceden doktora danışılmalıdır.

Eğer romatizmal hastalığın organ tutulumu iyi tedavi edilemezse veya tedaviye rağmen agresif seyrederse kalp, akciğer veya böbrek yetersizliği gibi klinik durumlar gelişebilmektedir. Bu durumda ona yönelik tedaviler devreye girer.

Romatolojik hastalıklarda yetersiz tedavi veya tedaviye uyumsuzluk sonucu eklemlerde ileri derecede hasar ve şekil bozukluğu oluşabilmektedir. Bu durumlarda ortopedik cerrahi girişimlere ihtiyaç duyulur.

Romatizmal hastalıkların tedavisi uzun sürelidir. Düzenli ilaç kullanımı ve düzenli doktor kontrolü sakatlığı önler. Organ yetersizliklerinin önüne geçer, hayat kurtarır ve yaşam konforunuzu üst seviyeye çıkarır.

Paylaşın:

Share on whatsapp
Share on email
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin

“Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.”
Romatolog Dr. Selda Öktem