Kireçlenme eklem kıkırdağının yaşlanarak, dejenere olması ve ardından gelişen yeni kemik oluşumlarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Bilindiği gibi soğuk hava, nem ve rüzgar, kemik, eklem ve kas ağrılarını tetiklemektedir. Toplumda bu durum genel olarak romatizma lehine yorumlanmakla birlikte, tam olarak doğru değildir. Bu koşullar her türlü eklem probleminde (kireçlenme, travma, romatizma…) ağrıyı ve tutukluğu artırmaktadır.
Kireçlenme tedavisinde başlangıç olarak kilo kaybı çok önemlidir. Kıkırdak dokusunu beslemeyi ve gençleştirmeyi amaçlayan birtakım ilaçlar kullanılması işe yarayabilir.
Kireçlenme tedavisinde birden fazla tedavi yöntemini bir arada kullanmak şarttır. Beraberinde fizik tedavi almak, kas güçlendirme egzersizleri yapmak, yürüyüş yapmak da gereklidir.
İlerlemiş bir eklem hasarında, eklemin rahat hareket etmesini sağlayan “eklem sıvısının” miktarı da azalır. Bu da hareketlerin zorlaşmasına, tutukluk hissedilmesine ve ağrının da artışına neden olmaktadır.
Özellikle sonbaharla beraber hava ısısının azalması, yağışların başlaması ve rüzgar mevcut yakınmaların daha da artmasına neden olur. Bu dönemlerde kaplıca ve ılıca tedavileri, ısıtıcı dizlik kullanmak faydalı olur.
Ek olarak, eklem sıvısı azalmış ekleme, dışarıdan uygulanacak iğneler hareketleri rahatlatır. Tutukluk azalır ve dolayısıyla ağrı da hafifler. Özellikle diz eklemine yapılan bu uygulamalar, merdiven inip çıkmakta, oturup kalkmada zorluk yaşamakta olan hastalara faydalı olmaktadır. Sonbahar döneminde önlem olarak haftada bir kez olmak üzere, 3 hafta süreyle uygulanacak “hyalüronik asit” enjeksiyonları kış aylarını daha rahat geçirmenizi sağlayabilir.
Daha sonra 6 ayda bir tekrarlanacak “tek enjeksiyonlar” bu iyilik halinin devamını sağlamaktadır.
Bu tür enjeksiyonları steriliteye özen göstererek yapmak önemlidir. Eklem enjeksiyonları için romatoloji, ortopedi ve fizik tedavi-rehabilitasyon uzmanlarına başvurabilirsiniz.