Avasküler Nekroz – Osteonekroz

Bu yazı Romatolog Dr. Selda Öktem tarafından kaleme alınmıştır. Herkesin anlayabilmesi amacıyla basitleştirilmiş ve sadeleştirilmiştir.

Avasküler nekroz (AVN) kemiğin mineralize dokusunun içindeki ve iliğindeki hücrelerin ölmesi anlamına gelir. Bu nekroz halinin kalıcı olabilmesi için o bölgenin minimum 2 saat tamamen kansız ve oksijensiz kalması gerekir. Dolayısıyla kemiğe kan akımının bozulduğu, sekteye uğradığı birçok klinik durumda AVN gelişebilir. Bu duruma yol açan birçok klinik sorunda ortak payda “damar içinde pıhtılaşmaya yatkınlık” olması halidir. AVN spesifik bir hastalık değildir, bir sonuçtur.

Avasküler nekroza yol açan faktörler arasında en sık görülenler kalça kemiği boynundaki kırıklar, kalça çıkıkları, kortizon kullanımı ve alkol alışkanlığıdır. Daha az sıklıkta SLE (lupus hastalığı), romatoid artrit, hemoglobin hastalıkları (orak hücre anemisi gibi), gut, gebelik, doğum kontrol hapı kullanımı, diyabet, sigara içimi, diyaliz ve yaşla ilişkilendirilmiştir.

Sıklıkla etkilenen bölge femur başıdır (kalça kemiğinin baş kısmı). Diz, omuz, ayak bileği, el ve ayaklarda tarak kemiklerinde de görülebilir. Ama çoğunlukla büyük kemiklerin ekleme yakın bölgelerinde görülür.

Travma dışı nedenlerle oluşan osteonekrozda özellikle kılcal dolaşımın zayıf kaldığı büyük kemik bölgelerine olan kan akımında kesilme veya yavaşlama sonucu o bölgedeki hücrelerde ölüm gözlenir. Damar içinde pıhtılaşma, pıhtı atma, ani ve uzun süren tansiyon düşüklükleri gibi durumlarda kanlanma kesintiye uğrayabilir.

Eğer bu olay küçük bir bölgeyi etkiliyorsa ağrı daha hafiftir ve bir süre sonra azalır. Bazen hekime gitmeyi bile gerektirmez ve bilinmeden kalır. Daha büyük bir bölgede doku ölümü olmuşsa ağrı daha belirgindir. Özellikle kalça, diz gibi yük taşıyan eklem bölgelerinde olmuşsa, ayağa kalkınca artan ve yürümeyi zorlaştıran bir ağrıya neden olur.

Erken aşamada tanı konulursa hiperbarik oksijen, damar genişletici ilaç tedavileri başarılı sonuç verebilir. Bu duruma neden olan faktörün de ortadan kaldırılması gereklidir.

Ama ilk aşama hekime başvurulmadan geçirilmişse, çok geniş bir alanda hücre ölümü varsa, yukarıda bahsedilen tedavilere rağmen ilerleyici bir hücre ölümü devam ediyorsa cerrahi girişimler gerekli olur.

Bu cerrahi girişimler kemiğin ortasına bir kanal açılması (iç basıncın azaltılması hedeflenir), bir sonraki aşamada o bölgenin çimento ile doldurulması fayda sağlar. Bazen de bu yöntemlerin hiçbirinin yetmeyeceği durumlarda total protez uygulanması gerekebilir.

Önümüzdeki yıllarda daha değişik ve yüz güldürücü tedaviler için araştırmalar sürmektedir.

Osteonekroz durumunda öncelikli olarak ortopedistlere ve romatologlara başvurmalısınız.

Paylaşın:

Share on whatsapp
Share on email
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin

“Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.”
Romatolog Dr. Selda Öktem